Hep aynı ayrılıklar..
Her aşk kendine göre aşk ama her ayrılık aynı..
Her ayrılık gözyaşı , her ayrılık pişmanlık dolu..
O kapıdan çıkarken, gözlerinden ateş saçarken, gözün sevdiğini görmezken,
Ne kadar da cesursun değil mi?
Peki, sağ adımını attıktan, peşinden de sol adımı sürüklediğinde, ne oluyor?
Neden içine bir kor düşüyor?
Midenden gelen ateş topu, ta gözlerine, oradan gözyaşlarına ve tuzu ile dudaklarına varıyor.
Hiç düşündün mü neden her ayrılık haklı?
Neden hepsi içinde haksız?
Geçer..
Bu da geçer diye diye ağlaya ağlaya uyuduğun g eceleri,
Paylaştığın her anının, odanın duvarlarını yalayıp geçtiğini,
Her sokak lambası altında, titrek yağmur damlalarını saydığını,
Her telefon çaldığında, kalbinin deli gibi çarptığını,
Her gecenin sabahı olmayacak gibi geldiği anları düşün.
Kalbindeki taşı.
Nefes alamayışını.
Neden diye diye, yumruklarını sıka sıka ağladığını
Avuçlarını kanatana kadar, ısırdığını anımsa
Her ayrılık aynı,
Her aşk farklı..
Sen kendini ne sanıyorsun?
Kahraman mı?
Sen sevdiysen, o sevmedi mi?
O üzülmedi mi?
Bir insan aşkından vazgeçerse, ne kadar kahramandır?
Sebepsiz çekip giderken ,ne kadar insandır?
Aynı işte..
Bak kendini okudun , bitti..
Yazı ile kaldın..
Silersem bunları, hiç olmamış gibi olur mu?
Asla…
Unutma;
Her aşk farklı , her ayrılık aynı da olsa..
Herkesin aşkı ölümsüz , her yok oluş bir bütünde olsa..
Her anı seni sarsa , her gün bir yıl olsa da..
İzleri geçmez..
Sen ne yaparsan yap, iyileri değil, kötüleri görürsün yastığının altında.
Sen sen olmayı öğrendiğinde , çok acı çektin..
Artık çok geç..
Bir kere alıştın acımaya , bu saatten sonra ki tatlılar ; zehir zemberek..
Üzgünüm...
Her aşk farklı…
Her ayrılık aynı…